Kimin Hükümetisiniz ? Sınavı Başlamıştır

0
119

            İMF ve Dünya bankasının sömürgeci, yayılmacı, neo liberalist politikalarını uygulamaya devam eden, CTP-DP hükümeti ağlama duvarına yaslamış başını ağlarken, esas ağlayanın yoksulluğa, işsizliğe, çaresizliğe itilmiş, geliri olmayan veya sabit ve dar gelirli olanların olduğunu unutturmaya çalışmaktadır.

            İMF Taşeronu AKP’nin faşizan ve baskıcı anlayışı ile hareket eden son yıllardaki hükümetler, maaşları Türkiye maaşlarının da altına düşürmüşler, var olan kaynakları uyguladıkları neo liberal politikalar gereği üç-beş şirkete peşkeş çekmişlerdir. Halkın sözcüsü olması gereken hükümetler toplumun  % 5- 10 sermayedarın ve cemaat ileri gelenlerinin hükümetleri durumuna dönüşmüşlerdir. 

           Kamuda çalışanlar prensler, asilzadeler olamaz, özel sektörde çalışanları güvenceye sokacağım iddiasında olanlar bu gün kamuda çalışanların da iş, maaş ve güvencelerini ortadan kaldıran bir yaklaşımdadırlar.

            Azınlık bir kısım sermayedarın devletine dönüşen baskıcı rejiminin hükümetleri, Kıbrıs’ın kuzeyindeki maaşları Türkiye’deki maaşların da altına çekmiştir. İşsizlikten kıvranan binlerce gence “ölümü gösterilip sıtmada razı olmaları” önerilmektedir. İşsiz gençlerin torpil bulup, şükretmeleri etik ve ahlak dışı davranmaları zorlanmaktadır. Maaş-Barem yasası ile Türkiye’deki kamu maaşlarının ancak ¾’üne çekilen maaşlar yetmezmiş gibi geçici, sözleşmeli öğretmen çalışan ataması uygulamalarına başlamışlardır. Üniversiteyi bitirip işsiz ve çaresiz binden fazla genç 49 münhale başvurduysa işin vahameti ortadadır. 89 öğretmen ihtiyacı varken 36 öğretmenle idare edin diyenler sorunu mali kaynak yetersizliği olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Devlet okulları sorunları giderileceğine okullar, meslek lisesi bölümleri ve sınıflar öğretmen açığını gidermek için kapatılmaya başlanmıştır. Hükümet tercihleri ve anlayışı ile gençleri,  bizleri enayi yerine koymaktadır. 

           Türkiye ile imzalanan orantısız pakette Türkiye mallarına gümrük var mı? Üçlü kararname bitirildi mi? Türkiye’den sökülüp adamıza getirilen gazinolar, gece kulüpleri, bet ofisleri, üniversiteler, oteler, Türkiye bankaları ile acaba bu ülkeden Türkiye’ye akan parayı hesaplayan var mı? Bugün Devlet okulları süründürülürken camilere, külliyelere, ilahiyata, cemaat ve tarikatlara aktarılan kaynak, arazi ve paranın miktarını bilen var mı? Özelleştirme adı altında yurttaşların milyarlarca dolarlık birikimleri özel şirketlere aktarılmıştır, hesabını bilen var mı? Yolsuzluk, rüşvetin hesabını tutan var mı? Bunun gibi binlerce kaynağın hesabını soramayan, tahsilini yapamayan hükümetin kaynak yok deyip öğretmenden TASARRUF yapmasının niyetini anlamayan var mı? Dağları bile satan anlayış okullarına kaynak bulamamaktadır, inanan var mı?

          UBP Hükümeti 3-5 şirkete fayda sağlayan halka ise sırtını dönen anlayışından gitmiştir. Yeni CTP-DP Hükümeti benzin zamı ile başlamış, halkın çocuklarının % 85’inin gittiği Devlet Okullarının Öğretmen Kadrolarını kısmaya çalışmakta, öğretmenleri partizanlığa hizmet eden bir anlayışla geçici atamakta, rant uğruna ek bütünleme kararı almakta, okul, bölüm ve sınıf kapatmaktadır. Nereden bakarsanız bakın başlangıç kabul edilemezdir.

         CTP-DP Hükümetinin sınavı başlamıştır. Bir tek TOMA’dan geçerek mezun olmak mümkün değildir. Halkımız dün eleştirenleri bugün yapanların manzaretlerini değil, halk yararına uygulamalarını takip edecektir. Yapısal sorunlara çözüm üretmek yerine, suni gündemler fayda sağlamayacaktır. Gençler iş, yıllardır dondurulan asgari ücret, maaşlar ise artış beklemektedir. Özel sektörde de sendikalı, toplu sözleşmeli, güvenceli çalışma koşullarının yaratılmasını beklemekteyiz. Fakirleştirilen Halka sunulan Kamusal Hizmetlerin kaliteli, parasız ve herkese sağlanmasını arzulamaktayız. 

         Okullarda öğretmen, hademe, hastanelerde doktor, hemşire TASARRUFU yapmaya çalışan hükümetlerin kimin hükümeti olduklarını biliyoruz. Bakan, Cumhurbaşkanı, başbakan, bürokrat fazlalığı var mıdır soruyoruz? !!! Kendi hastanesini, devlet okulunu kullanmayan ve TASARRUF adı altında geniş kesimleri çaresizliğe iten ayrıcalıklı YÖNETİCİLER istemiyoruz. Sabrımız tükenmeye başlamıştır, UYARIYORUZ! 

 

                                                                                                           Tahir GÖKÇEBEL

                                                                                                                             BAŞKAN

                                                                                                        Yönetim Kurulu (a.)