BMBP; “Cenevre’de yapılan gayrı resmi zirvede gelinen nokta tam bir diplomatik başarısızlıktır”

0
46

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik Cenevre’de yapılan gayrı resmi zirvede gelinen
nokta tam bir diplomatik başarısızlıktır.

Birleşmiş Milletler’in iyi niyet misyonu çerçevesinde 1968 yılından beri devam eden
görüşme sürecinde, tarafların üzerinde uzlaştıkları siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu,
iki bölgeli, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan “Birleşik
Federal Kıbrıs” formülü, en gerçekçi ve en yaşayabilir çözüm formülüdür. Bu temelde
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlar üretmiş, Kıbrıs Türk toplumu, Annan
Planı referandumunda %65 “evet” demiş ve Annan Planı sonrası seçilen Kıbrıs Türk
toplumu liderleri de olumlu katkılar koyarak Kıbrıs Türk toplumunun çözüm
iradesindeki samimiyeti tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir.

Türkiye’den yapılan müdahalelerle seçtirilen Sn. Ersin Tatar’ın Kıbrıs Türk
toplumunun siyasi iradesini temsil etmediği gerçeğinden hareketle, Cenevre’de
Türkiye yetkilileri ile birlikte ortaya koyduğu duruş, bugüne kadar Kıbrıs Türk
toplumunun çözüm masasında elde ettiği kazanımların kaybedilmesini sağladığı gibi
Crans Montana’da samimiyetsiz davranarak çözümden kaçan Rum lider Nicos
Anastasiades’i de aklamıştır.

Otuz yıl önce “çözümsüzlük çözümdür” siyasetinin ürünü olan ayrı devlet formülünü
TC yetkililerinden alıp, muhalefetten de gizleyerek masaya süren Sn. Tatar, Kıbrıs
Türk toplumunu pazarlık masalarında “siyasi rehine” haline dönüştürmenin
taşeronluğunun en güzel örneğini sergilemiştir. Muhalefete bilgi verilmeden yazılı
öneri yapılması ise tam bir siyasi terbiyesizliktir.

Görüşme masasında Sn. Anastasiades’in önerdiği Maraş, Mağusa Limanı ve Ercan
Havalimanı’nın açılmasına yönelik güven yaratıcı önlem açılımının ise Sn. Tatar’dan
önce TC yetkililerince reddedilmesi ise Sn. Tatar’ın görüşmeci yetkilerini devrettiğinin
bir göstergesidir. Yıllardan beri Kıbrıslı Türkler adına görüşme masasında talep
edilen Maraş – Mağusa Limanı ve Ercan Havalimanı açılımının yaratacağı ekonomik
fayda bir yana, güven yaratıcı önlem anlamında yaratacağı gelişmenin bir anda
reddedilmesi kendi kendimize ambargo koymak anlamı taşımaktadır.

Türkiye yetkilileri ve Sn. Tatar’ın tüm olumsuz yaklaşımlarına rağmen, Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri’nin soğukkanlı ve kararlı tutumunu desteklemeyi
sürdüreceğimizi vurgularız. Özellikle Sn. Guterres’in üç ay içinde tekrardan bir zirve
daveti yapması sevindirici olup, bizler Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve BM
Güvenlik Konseyi üyelerine yönelik diplomatik görüşmeleri ileriye taşıma
kararlılığındayız.

Kıbrıs sorununda TC yetkilileri ve Sn. Ersin Tatar’ın ortaya koydukları başarısızlığın
bir benzeri de Covid-19 salgını nedeni ile yaşanmaktadır. Sn. Tatar ve onu destekleyen UBP-DP-YDP hükümeti aşı sağlama konusunda sınıfta kalmışlardır. Her
cümlelerinde “egemenlikten” bahseden Sn. Tatar ve hükümet yetkilileri aşı alımı
yapmadıkları gibi Avrupa Birliği kanalı ile Kıbrıs Cumhuriyetinin satın aldığı aşılardan
verilmesi öngörülen 400 bin doz aşıdan, sadece otuz bin elli doz alabilmişlerdir.
Kıbrıslı Rumlarla sağlık alanında bile işbirliği yamaktan kaçınan, iki toplumlu sağlık
komitesini çalıştırmayan Sn. Tatar ve UBP-DP-YDP Hükümeti, halkın sağlığını
siyasete alet edip, şövenizm ve milliyetçi hamaset yapmayı tercih etmişlerdir.
Pandemi nedeni ile, Tatar-UBP-DP-YDP Hükümetinin öngörüsüzlüğü, işbilmezliği ve
partizanlığa dayalı beceriksiz politikaları sonucu ekonomik çatı çökmüş, işsizlik
artmış, sağlık sistemi yükü kaldıramaz hale gelmiş, okullar açılamamış, TL’nin
enflasyonu nedeni ile maaş ve ücretler gerilemiş, faizler yükselmiş, borçlar ödenemez
hale gelmiş, alım gücü düşmüş, günü birlik kararlarla yaratılan kaos nedeni ile halk
gelecek endişesi taşımaya başlamıştır. Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken, hükümet
siyasi atamalara, keyfi vatandaşlık dağıtmaya devam etmekte Türkiye ile imzalanan
protokolle çalışanların haklarını kesmeye, toplu sözleşme hakkının kaldırılmasına,
sendikaların kapatılmasına yönelik çalışma yapmaktadır.

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Kıbrıs sorununun federatif temelde çözümü için
irade ortaya koyan tüm yurtseverlerin ortak mücadelesinin gerekliliği 24 Nisan’da
yaptığımız geniş katılımlı mitingde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede
Birleşik Federal Kıbrıs’a ulaşmak için en geniş ortak mücadeleyi vermekte kararlıyız.

Saygılarımızla

Bu Memleket Bizim Platformu